__________________________________________
Av İbrahim GÜNAY
(E-Posta: avukatibrahim_gunay@hotmail.com) (Tel:0537 296 11 27)
Nafaka eşlerden birinin boşanma davası açtığında boşanma davası sürerken ya da boşanma davasının sona erip kesinleşmesinden sonra maddi olarak zorluğa düşecek ve geçimi öncesine göre zorlaşacak olan eşe bağlanan ve uygulamada ve teamülde her ay ödenmesi gereken paradır. Boşanma davasında Tedbir nafakası, Yoksulluk nafakası ve İştirak nafakası olmak üzere 3(üç) tür nafaka çeşidi vardır.Ayrıca taraflar anlaşmalı boşanma sonucunda boşanırlar ise de nafaka miktarlarını serbestçe yapacakları anlaşmalı boşanma protokolü ile de belirleyebilmektedirler.
I)NAFAKA TÜRLERİ
1-TEDBİR NAFAKASI:
Tedbir nafakası Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesinde düzenlenmiştir. ”Boşanma ve ayrılık davası açılınca hakim , davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. Tedbir nafakası boşanma davası devam ederken veya boşanma davasının en başında talep edilebilir, bu nafaka türü geçici nitelikte olup, boşanma davası esnasında alınabilen nafaka türüdür. Bu nafaka türüne taraflardan birinin talebi olmasa dahi hakim re’sen tarafların durumunu gözetip hükmedebilir. Bu aşamada tarafların kusurlu ya da kusursuz olmasının tedbir nafakası açısından hiç bir önemi yoktur.
Tedbir nafakası boşanma davası nedeni ile maddi açıdan zor duruma düşecek olan tarafa veya müşterek çocuklar için belli ölçüde çocukların giderlerine yönelik hükmedilir. Tedbir nafakası dava sırasında devam eder, dava sona erip kesinleştiğinde ise kendiliğinden sona erer.
2-YOKSULLUK NAFAKASI:
Yoksulluk nafakası Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde düzenlenmiştir. ”Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” Mahkemenin Yoksulluk nafakasına hükmedebilmesi için kanunun lafzından da anlaşılacağı üzere kanun koyucu iki şart aramaktadır.
Bu şartlar ;
a)Yoksulluk nafakası isteyen maddi açıdan zor duruma düşecek olmasıdır. Burada yoksulluğa düşmesinin sebebi boşanma olması ve eğer bu boşanma olmasaydı evlilik devam etseydi nafaka hükmedilen şahsın şu anda içinde bulunduğu durumdan çok daha iyi bir durumda ve yoksulluğa düşmeyecek olmasıdır.
b)Lehine nafaka hükmedilecek taraf daha ağır kusurlu olmamalıdır.Kanunun lafzından da anlaşılacağı üzere nafakaya hükmedilecek taraf burada kusursuz, eşit kusurlu veya daha az kusurlu olmalıdır. Bu durum kimse kendi kusuruna dayanarak hak ve menfaat elde edemez kuralının bir yansıması olarak görülebilir. Ayrıca burada nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı da unutulmamalıdır.Nafaka süre belirtilmeden süresiz olarak hükmedilmektedir.
Yoksulluk nafakasına mahkeme talep olmadan karar veremez.Yoksulluk nafakası boşanma davası ile birlikte istenebileceği gibi boşanma davası kesinleştikten sonra da 1 yıllık süre zarfı boyunca da istenebilir.Burada belirtilen 1 yıllık süre zamanaşımı süresidir.
3-İŞTİRAK NAFAKASI:
Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesinde düzenlenmiştir.İştirak nafakası boşanma davası ile birlikte müşterek çocukların velayeti kendisine verilmeyen tarafın, diğer tarafa çocukların bakım ve giderleri için ekonomik durumu ölçüsünde ödenmesine hükmedilen nafaka türüdür.
İştirak nafakası boşanma davasının kesinleşmesi ile başlar.İştirak nafakasına mahkemece bu yönde herhangi bir talep olmasa dahi hükmedebilir.Bu yönüyle iştirak nafakası yoksulluk nafakasından ayrılmaktadır. Bunun sebebi iştirak nafakasının kamu düzeninden kabul edilmesinden kaynaklanmasıdır. Yine aynı şekilde yoksulluk nafakasından ayrılan bir diğer tarafı velayet hakkı kendisine verilen eş süresiz olarak her zaman açacağı bir dava ile iştirak nafakası talep edebilir.İştirak nafakasının talep edilmesinde herhangi bir hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi bulunmamaktadır.
Boşanma davası sonucunda iştirak nafakasına hükmedilmişse kural olarak bu nafaka müşterek çocukların ergin oluncaya kadar devam eder. Bu kuralın istisnası ise Türk Medeni Kanunu’nun 328. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre çocuklar ergin olsa dahi eğitimi tamamlanmamış ise eğitimine devam ediyorsa, eğitimini tamamlayana kadar maddi durumları ölçüsünde nafaka öder.
II)NAFAKANIN İCRA YOLU İLE TAHSİL EDİLMESİ
Tedbir, İştirak ve Yoksulluk Nafakasının ödenmemesi durumunda icra yolu ile tahsil edilmesi yoluna gidilebilir. Bu kapsamda İcra ve İflas Kanununda bu hususta bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bunlar;
=>Nafaka alacakları öncelikli alacak hükmünde olup, nafakanın tahsili için nafaka ödemeyen tarafın maaşın haciz konulması durumunda aylık nafaka miktarının tamamı maaştan kesilir.
=>Nafaka alacklarının tahsili için emekli maaşına karşı tarafın muvafakatı olmadan da haciz konulabilir.
=>Nafaka alacakları İcra İflas Kanununa göre düzenlenen sıra cetvelinde 1. Sıra alacaklar arasındadır. Dolayısıyla borçludan tahsil edilecek bedel öncelikle nafaka alacaklısına ödenir.
=> Nafaka alacaklısının öncesinde maaşına konulmuş bir haciz olsa bile , nafaka alacağının öncelikli alacak hususu olduğundan, önceki hacizlerden bağımsız olarak borçlunun maaşından kesilir.
III)NAFAKA BORÇLUSU MAHKEMECE HÜKMEDİLEN NAFAKAYI ÖDEMEMESİ DURUMUNDA CEZA ALIR MI?
Nafaka borçlusu Tedbir ,İştirak ve Yoksulluk Nafakasını ödememesi durumunda, nafaka alacaklısının şikayeti üzerine İcra İflas Kanunu 344.maddeye göre 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedilebilir. Tazyik hapsine hükmedilebilmesi için son 3 aylık nafaka borcunun nafaka borçlusu tarafından ödenmemesi şartı ve nafaka alacaklısının şikayeti şartı aranır. Bu tazyik hapsi ödenmeyen her 3 aylık nafaka alacağı üzerinden tekraren ve birbirinden bağımsız olarak verilebilir.
Av İbrahim GÜNAY
(E-Posta: avukatibrahim_gunay@hotmail.com)
(Tel:0537 296 11 27)
Comments